Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İstanbul’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Enerji Bakanları Toplantısı’nın ardından, “Elektriğin, doğal gazın ve petrolün doğudan batıya kesintisiz akabileceği enerji bağları konusunda somut öneriler sunduk” diyerek yeni bir yeşil şebeke çalışmasının başlangıcını müjdeledi. Bu şebeke, yenilenebilir enerjiden üretilen elektriğin bölge ülkeleri arasında sorunsuz bir şekilde transfer edilmesini hedefliyor.

Bayraktar, TDT’nin 180 milyonluk nüfusu, 4,5 milyon kilometrekarelik coğrafyası ve 2 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğü sayesinde bölgesel enerji entegrasyonunun stratejik bir avantaj sunduğunu vurguladı. “TDT ülkeleri 20 trilyon metreküpün üzerinde doğalgaz rezervine ve 39 milyar varillik petrol rezervine sahip” şeklindeki açıklaması, projenin ne kadar büyük bir kaynak havuzuna dayandığını gösterdi.
Bayraktar, enerji iş birliğinin yalnızca devletler arasında sınırlı kalmayacağını, özel sektörün de sürece aktif katılımının sağlanacağını belirtti. “Somut projeleri hayata geçirecek özel sektör ve iş dünyasıyla daha yakın çalışmayı önerdik” diyerek, gelecekteki toplantıların ikinci bölümünde iş dünyası temsilcileriyle bir platform oluşturulacağını duyurdu. Ayrıca, kritik ve stratejik madenlerde bölge ülkelerinin kaynaklarını sürdürülebilir şekilde değerlendirmek amacıyla bir “Maden Bakanları Toplantısı” düzenleme fikri de gündeme getirildi.
Bayraktar, bu önerinin gelecek yıl Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılacak Liderler Zirvesi’nde resmiyet kazanmasının hedeflendiğini söyledi. Zirve, bölgesel enerji entegrasyonunun yanı sıra, yenilenebilir enerji yatırımları, teknoloji transferi ve ortak altyapı projelerinin de masaya yatırılacağı bir platform olacak.
Bu yeşil şebeke, sadece enerji güvenliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda enerji maliyetlerini düşürerek bölge ekonomilerine doğrudan fayda sağlayacak. Yenilenebilir enerji akışı, karbon emisyonlarını azaltma ve iklim hedeflerine ulaşma konusunda da kritik bir rol üstlenecek. Bayraktar’ın vurguladığı gibi, “Dünya genelinde üretilen uranyumun %40’ı bu ülkeler tarafından sağlanıyor” ifadesi, bölgenin küresel enerji sistemindeki önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Bu çerçevede, Türkiye’nin bölgesel enerji lideri konumunu pekiştirmesi ve TDT üyesi ülkelerle ortak projeler geliştirmesi, bölgesel istikrar ve sürdürülebilir kalkınma açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.