Yerli Üretim Esnafı Destekliyor

TESK Başkan Vekili Adlıhan Dere, yerli üretimin esnaf ve ekonomi üzerindeki hayati etkisini vurgulayarak milli ürün tercihine birlik çağrısı yaptı.

Yerli Malı Haftası’nda Birlik ve Bereket Mesajı

12–18 Aralık tarihleri arasında kutlanan Yerli Malı Haftası kapsamında Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkan Vekili ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, yerli üretimin ekonomik kalkınmadaki stratejik önemine değindi. Milli üretim sadece bir pazarlama sloganı değil; istihdam, istikrar ve sürdürülebilir büyüme için temel bir dayanak olduğuna dikkat çekti.

Esnafın Rolü ve “Yerli Üretimin Gücü Esnafımızdır”

Başkan Dere, “Yerli üretimin gücü esnafımızdır” diyerek esnaf ve sanatkarların yerli ürünlerin arkasındaki alin teri, emeği ve tecrübesi olduğunu vurguladı. Mahalle esnafının hem üretimin hem de güvenilir tedarikin en kritik parçası olduğunu hatırlatarak, her yerli tercihin doğrudan esnafa ve ülke ekonomisine katkı sağladığını belirtti.

Ekonomik Bağımsızlık ve Sürdürülebilir Kalkınma

Dere, “Yerli üretim; ekonomik bağımsızlığa, güçlü istihdama ve sürdürülebilir kalkınmaya giden yolda önemli bir adımdır” şeklinde konuştu. Etiketteki “Yerli Üretim” işareti, ürünün yerli topraklardan, yerli tezgahlardan ve yerli ustalardan çıktığını gösterir; bu da tüketicilerin bilinçli tercihlerini destekler. Yerli ürünlerin tercih edilmesi, sadece bir tüketim alışkanlığı değil, aynı zamanda yerel değer zincirlerinin güçlenmesi ve şehir ekonomilerinin canlanması demektir.

Yerli Malı Haftası’nın Önemi ve Teşekkür

Başkan Dere, haftanın sadece bir farkındalık kampanyası olmadığını, aynı zamanda “ulusal üretimin güçlenmesine yönelik her adımın uzun vadeli katkılar sunduğu” mesajını verdi. Tüm esnaf ve sanatkarların emeğini övdü, “Yerli Malı Haftası, üretim gücümüzü hatırlatan önemli bir gündemdir” diyerek, birlik ve bereket temennisiyle konuşmasını sonlandırdı.

Gelecek Vizyonu

Dere’nin çağrısı, yerli üretimin sadece bir ekonomik strateji değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğu bilincini yaymayı hedefliyor. Bu bakış açısı, yerel işletmelerin sürdürülebilirliği ve ulusal rekabet gücünün artırılması açısından kritik bir adım olarak öne çıkıyor.