İsmail Özdemir, TBMM’de Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, “Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır.” diyerek, Ege Denizi’ndeki adaların silahlandırılması ve bölgedeki geniş çaplı askeri hamleleri eleştirdi.


Konuşmasında, bölgedeki istikrarsızlığın sadece Yunanistanla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda **Karadeniz**, **Balkanlar**, **Kuzey Afrika** ve **Orta Doğu** gibi komşu coğrafyalarda da artan gerilimlerden bahsetti.
Özdemir, son yıllarda **Karadeniz**’de Türkiye’nin egemenlik sahalarında yaşanan gelişmeleri “kuşku uyandırıcı” olarak nitelendirerek, Polonya, Romanya ve Bulgaristan’ın Rusya’ya karşı örtülü operasyonlarda kullanılmaya çalışılmasının bölgeyi daha da gerginleştirdiğine dikkat çekti. Ayrıca, savunma araçlarının hülle ile Ukrayna’ya yeniden satılması girişimlerinin de risk taşıdığını belirtti.
Konuşmanın ilerleyen kısmında, Yunanistan’ın **Mavi Vatan** doktrinini aşarak karasularını 12 mil genişletme çabası ve Doğu Akdeniz’deki askeri üs kurma girişimlerinin Türkiye’nin egemenliğini tehdit ettiğini vurguladı. GKRY’nin (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) tek taraflı ve hukuka aykırı tutumları da aynı çerçevede ele alındı. Özdemir, “Yunanistan ve GKRY’nin hem tek taraflı hem de hukuka aykırı girişimleri Türkiye ve Kıbrıs Türkünün egemenlik haklarını ihlal etmiştir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin, **Montrö Sözleşmesi**’nin korunması ve Boğazlar üzerindeki hâkimiyetinin tescillenmesi gerektiği vurgulandı. NATO üyeliği çerçevesinde, Türkiye’nin iki taraf arasında adil kalma sorumluluğu olduğu, aynı zamanda ABD ve İngiltere’nin bölgedeki “karanlık oyun”larına karşı hukuki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği belirtildi.
Özdemir, “Türkiye her ne kadar NATO üyesi olsa bile Ukrayna ve Rusya arasında süregelen savaşta adil olmak zorundadır.” diyerek, iki tarafla da esir takası ve tahıl nakli gibi konularda ara buluculuk yapmanın bölgesel istikrar açısından kritik olduğunu ifade etti.
Son olarak, Yunanistan’ın **İpin Ucunu Kaçırması** konusundaki eleştiriyi tekrarlayarak, “Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Bu çerçevede, Türkiye’nin savunma politikalarının ve dış ilişkilerinin çok taraflı bir dengeye oturtulması gerektiği, Kuzey Kıbrıs, Libya ve Mısır gibi bölge ülkeleriyle iş birliğinin artırılmasının önemi vurgulandı.
Özdemir, bölgedeki gerginliğin 2026 yılına kadar artarak sürmesini ve Avrasya, Sibirya, Antarktika ve Pasifik gibi stratejik bölgelerde yeni güvenlik koşullarının ortaya çıkmasını öngörüyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin **Kudüs Paktı** ve **TRÇ** gibi stratejik belgeler çerçevesinde Rusya ve Çin ile alternatif ittifaklar geliştirmesi gerektiğini belirtti.
Bu kapsamda, Dışişleri Bakanlığı bütçesine MHP olarak olumlu oy verileceği ve dış hizmet çalışanlarının özverili çalışmalarının takdir edileceği vurgulandı. “Gazi meclisimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”