Şap Hastalığına Yeni Varyant Tehdidi: Üreticiler Endişeli

Şap Hastalığına Yeni Varyant Tehdidi: Üreticiler Endişeli
Yayınlama: 08.11.2025
0
A+
A-

Virüsün Hızlı Değişimi ve Yeni Varyant Riski


Prof. Dr. Sezgin Şentürk, Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, şap hastalığına yol açan virüsün diğer viral etkenlerden çok farklı bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Virüsün kısa sürede kendini yenileme ve mutasyon geçirme kabiliyeti, aşıların beklenen koruyuculuğunu azaltabilir. "Şu anda aşılar zamanında ve uygun serotiple yapıldıysa hastalık hâlâ ortaya çıkıyorsa, yeni varyantlarla karşı karşıya olabiliriz" dedi.



Türkiye’de Şap Hastalığının Mevcut Durumu


Şentürk, Türkiye’de şap hastalığının Afrika kökenli Sat-1 ve Sat-2 serotiplerinden kaynaklandığını, şu anda Sat-1 serotipinin hâlâ aktif olduğunu belirtti. Toplamda 7 serotip bulunduğunu hatırlatan uzman, diğer serotiplerin yıllardır ülkemizde farklı hayvan hastalıklarına yol açtığını ifade etti.

Alt Varyant Endişeleri ve Klinik Bulgular


Afro‑kökli serotiplerin ülkeye ilk kez girişi, hastalığın etkisinin şiddetli hissedilmesine neden oldu. "Sat-1 serotipiyle karşılaşan hayvanlarımız daha önce bu virüsü görmemişti; bu yüzden hastalık ani ve şiddetli bir şekilde ortaya çıktı" diye açıklama yaptı Şentürk. Kuzu ve buzağılarda kalp kası hasarı, ağız, ayak ve meme lezyonları, tırnaklarda kalıcı topallık ve zorunlu kesimler rapor edildi.

Aşı Tartışması ve Koruyucu Rolü


Üreticiler arasında aşıların hastalığa yol açtığına dair iddialar dolaşsa da, Şentürk aşıların koruyucu olduğunu vurguladı. Virüs, aşı yapıldıktan sonra hayvanın klinik belirtiler göstermeden kuluçka dönemine girebilir; bu da yanlış bir izlenim oluşturabilir. İlk dozdan 10 gün sonra kısmi koruma, ikinci dozdan 21 gün sonra ise tam bağışıklık oluşur.

Alt Varyantların Muhtemel Etkisi


Üreticilerden gelen şikayetlerde, aşılanan hayvanların iki‑üç ay sonra hastalığa yakalanması sıkça dile getirildi. Şentürk, bunun alt varyantların ya da hayvanların immün sistemindeki zayıflıkların bir sonucu olabileceğini söyledi. Virüsün hızlı mutasyon yeteneği, mevcut serotiplere karşı yapılan aşılama programlarının yeni varyantlara karşı yeterli olmayabileceği anlamına geliyor.

Sürekli Yenilenen Virüsle Mücadele Stratejileri


Şentürk, "Virüs sürekli kendini yeniliyor, bu yüzden ülkeye gelen kuşak enfeksiyon virüslerine karşı daha etkin bir mücadele şart" dedi. Hayvan hareketlerinin takibi, salgının coğrafi yayılımının haritalanması, saha gözlemleri ve sistematik kontrollerin bütüncül bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Tüm sektör paydaşlarının bu sürece aktif katılımı, olası ekonomik yıkımın önüne geçebilir.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.